İçindekiler
Anksiyete duygusu kadar yoğun bir düzeyde bize temas eden başka bir duygu yoktur. Esasında herkesin problemleri, sahip olduğu güçlükler, huzursuzluğu ve çözülmemiş sorunları vardır. Yani herkesin anksiyetesi vardır. Pek az kişi herhangi bir haftayı korku ya da kaygı yaşamadan geçirmiştir.
Kendinizi dokuz yaşında, diğerlerinden biraz daha kısa boylu ve biraz daha çelimsiz, biraz utangaç, saldırgan olmayan, küçük bir çocuk olarak, uysal, ağırbaşlı biri olarak ve haftada üç kez, her pazartesi, çarşamba ve cuma günü, birilerinin bir yerlerde yeniden uyanacağına dair insanın içini ısıtan hiçbir umut olmaksızın, güneşin batıp gökyüzünün kararması ve yerkürenin karanlıklara bulanması, cansızlaşıp ürkütücü bir hale gelmesi kadar düzenli ve kaçınılmaz bir biçimde Forgione adında sizden yaşça büyük, daha kalıplı ve daha çok yapılı bir vücudu olan, kıllı, sert, kaslı, geniş göğüsle ve karşılaşmaya hiç cesaret edemeyeceğiniz derecede yırtıcı, karanlık gözleri olan, yardımcısının adını sormadığınız ya da hiç hatırlayamadığınız, üstelik sizi beğenmemiş veya onaylamamış gibi görünen, bir kalıp gibi et ve kemikten oluşan bir figür kadar sert ve acımasız bir ifadesi olan, lekesiz, dar ve sık beyaz bir giysi ya da lacivert tişörtler giyen, korkutucu bir görünüme sahip, güçlü, geniş omuzlu bir adamın demirden gözetiminde, bir kasvetin içinde bulmak nasıl bir şey olurdu sizce? O size istediği her şeyi yapabilirdi. Bana istediği her şeyi yapabilirdi. (Heller, 1966, s.236)
Ancak patolojiye sahip olmayan kişilerin yaşadıkları kaygı, kaygı bozukluğu olan kişilere nazaran daha kısa sürelidir ve daha hafif şiddettedir.
Anksiyete ve korku sıkça karşılaşılan duygular olmakla birlikte: korku bilindik bir tehlikeye karşı oluşan tepki iken anksiyete korkuya benzer olsa da bilinmeyen ve anlaşılamayan yakın bir tehlikeyi beklemenin doğurduğu huzursuzluk ve gerginlik hissidir.
Yapılan araştırmalar anksiyetenin genetik nedenler, beyin kimyasındaki değişimler ve çevresel faktörlerle ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca travmanın aktif hale getirdiği limbik sistem ile ilişkili olan anksiyetenin günlük hayat akışındaki stres ve beklentilerle de ilişkili olduğu görülmektedir.
Anksiyete bozukluklarının seyri yoğun anksiyete ile hafif belirtiler düzeneğinde farklılıklar gösterebilmektedir. Seyrinin farklı olması ile birlikte süresi de değişkenlik gösterebilmektedir. Anksiyete bozukluklarında tanı koymaya destek olan belirtiler ise “panik atakları, beklenti anksiyetesi, kaçınma davranışları ve yaygın anksiyetedir.”
Bu süreçte seyrine, şiddetine ve belirtilerine göre ilaç tedavisi ve psikoterapi tedavisi planlanmaktadır.
Anksiyete Bozukluklarının Türleri
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Kişi anksiyeteyi kötü bir haber alacakmış, başına bir felaket gelecekmiş gibi nedeni belli olmayan bir endişe olarak tanımlamaktadır. Hafif tedirginlik düzeyinden panik düzeyine kadar gidebilir. Hasta bu sıkıntıların giderilmesi için her şeyi yapmaya hazır olduğunu iletmektedir. Çünkü yaşanılan kaygı yaşamın birçok alanındadır. Yaygın anksiyeteyi “şiddetli korkulu bir rüyadan uyanınca hissedilen yoğun kalp çarpıntısı ile kalbimizin göğüs kafesinden fırlarca çarpması” olarak tanımlayabiliriz.
Hastanın genel görünümü huzursuz, endişeli yüz ifadesi, gergin duruş ve beden hareketlerinde tedirginlik olduğu gibi, çabuk irkilme, çabuk kızma ve sabırsızlık gözlenmektedir. Ses tonu heyecanlı, titrek ve zor konuşma olacağı gibi ilişkilerinde endişeli, huzursuz ve gerginlik gözlenmektedir.
Panik Bozukluk
Panik nöbeti olmadığı zaman kişinin görünümünde belirgin bir bozukluk yokken atak sırasında hasta ileri derece endişeli ve telaşlı bir görünüme sahiptir. Panik nöbeti sırasında hasta yoğun korku ve panik içerisindedir. Rahat konuşamaz, sesi titer. Belirtiler çok yoğun olduğu için o sırada hasta ile iletişim kurmak çok zordur. Özellikle ne zaman geleceği bilinmeyen panik nöbeti kişinin bütün duygularına egemendir. Nöbet bittikten sonra ise nöbeti tekrar yaşama korkusu görülmektedir. Bu da beklenti anksiyetesini meydana getirmektedir.
Panik Hastada “ölüm ve delirme korkusu” belirgin bir düzenektedir.
Fobik Bozukluk
Normalde korkulmayacak belli bir nesne veya durumla karşılaşınca ortaya çıkan korkudur. Hasta karşılaştığı nesne veya durumdan korkmaması gerektiğini bilse de, anlamsız bulsa da kaçınmaya devam eder. Örneğin örümcek fobisi olan kişi örümceklerden kaçınırken örümceklerin olabileceği yerlerden de kaçınabilir. Bazı kişiler ise örümceği düşünmekten veya örümceğe benzeyen canlıları izlemekten de kaçınabilir.
Agorafobi
Fobiler arasında en sık görülendir. Önceleri meydanlardan ve açık yerlerde bulunmaktan dolayı duyulan korku olarak bilinirdi. Ancak şu anda daha geniş bir yelpazeye sahip olduğu görülmektedir. Yalnız başına kalmaktan, yalnız sokağa çıkmaktan, kalabalık yerlerde bulunmaktan: sinema, tiyatro, otobüs, metro, uçak gibi yerlerden kaçınma davranışı agorafobidir. Hastanın temel korkusu bir yerden kurtarılamayacağına ilişkindir. Bu yüzden işi bırakma ve okul reddi gibi durumlar görülmektedir.
Sosyal Fobi
Onlu yaşlarda başlayan, kadınlarda daha çok görülen bir fobidir. Toplum içinde konuşurken, herhangi bir eylem yaparken kızarma, terleme, rezil olacakmış korkusu olarak tanımlanabilir. Bu nedenle kişi toplum içinde bulunmaktan kaçınır. Aynı zamanda bu korkunun toplumdaki bireyler tarafından fark edildiğini düşünür ve toplum içinde bulunmama çabasındadır. Sosyal fobinin sık görülen belirtileri arasında topluluk önünde konuşma ve yeme içmeden kaçınmadır. Olumsuz sosyal yaşantılar, küçük yaşta yaşanan travmatik anılar, ben yetersizim inancı sosyal fobiyi tetikleyebilmektedir.
Özgül Fobiler
En sık görülen anksiyete bozukluğudur. Çocukluk çağında çok sık görülmektedir. Özgül fobi belirli nesne ve durumlara duyulan yoğun korkudur. Örümcek, kelebek, kedi, karanlık, yükseklik en sık görülen korkulardır. Hasta nesne veya durumdan uzak olduğu sürece herhangi bir sorun olmamaktadır.
Nesne fobileri: Böcek, kelebek, köpek vb
Durum fobileri: Kapalı yer, açık yer vb
Ayrılma Kaygısı Bozukluğu
Çocukluk çağında görülmektedir. Bu durumun ailevi olduğu, ayrılmak bozukluğu olan çocuğun ebeveynlerinde de bu bozukluğun olduğu görülmektedir.
Seçici Konuşmazlık (Mutizm)
Başka durumlarda konuşuyor olmasına rağmen konuşması beklenen ortamlarda (okulda vb) sürekli bir biçimde konuşmuyor olmasıdır. Bozukluğun süresi en az bir aydır.
Maddenin / İlacın Yol Açtığı kaygı Bozukluğu
Klinik görünüme panik atakların ya da kaygının egemen olduğu görülmektedir. Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar ile: madde eksikliği veya yoksunluğu nedeniyle belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Kaygı Bozukluğunun Nedenleri
Kaygı bozukluklarında psikodinamik etkenler, öğrenme ve biyolojik etkenlerin birlikte işlendiğini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Kimi hastalarda dinamik, kimi hastalarda öğrenme, kimi hastalarda ise biyolojik etken daha ağırlıklı olmaktadır. Tüm bunların yanında “Beyin kimyasındaki Norepinefrin, Serotonin, Gaba ve diğer nörotransmitterlerin düzeyindeki dengesizliğin kaygıyı etkilediği görülmektedir.
Kaygı Bozukluğu Belirtileri
Kaygı bozukluğunda öznel kaygı duygusunun yanı sıra görülen belirtiler;
- Kan basıncının yükselmesi
- Kalp atımının hızlanması
- Çarpıntı
- Kaslarda Gerginlik
- Kılların Dikleşmesi
- Göz bebeklerinde Genişleme
- Ağızda Kuruluk
- Yüzde Solukluk
- Kızarma
- Terleme
- Sık işeme
- Soluk Almada Güçlük
- Boğazda Düğümlenme
- Öğürme
- Karın ağrısı
- Mide bulantısı
- Zihinsel Karışıklık
- Algı Bozukluğu varmış gibi bir durumun ortaya çıkması
- Öze yabancılaşma
- Baş dönmesi, sersemlik, düşecekmiş gibi olma, uyuşma vb
Kaygı Bozukluğu Teşhisi
Var olan problem bireyin iş, özel ve sosyal hayatını etkilemeye başladıysa bir uzmana başvurulması ve uzmanla yapılan görüşmede elde edilen bilgiler, “uygulanacak testlerin sonuçları” doğrultusunda tanı konmaktadır.
Anksiyete Nasıl Yönetilir
Anksiyetede duygu becerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Danışanın regülasyonda “sakinlik penceresinde” kalmayı öğrenmesi gerekmektedir. Çünkü anksiyetenin temelinde duygunun bireyi kontrol etmesi yer almaktadır. Danışan uygun tedavi yöntemi ile anksiyetesini yönetmeyi öğrenir.
Anksiyete Tedavisi
Anksiyete bozukluğunun düzeyine göre;
- İlaç Tedavisi
- Psikoterapi Psikoteterapide EMDR Terapisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi en hızlı terapi yöntemleri arasında yer almaktadır.