Meme kanseri; Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2020 yılında dünyada yaklaşık 2 milyon yeni vaka gösteren, ülkemizde ise her 8 kadından 1’inde yakalanma riski olan yaygın kanserlerden birisidir.
Yaygınlığı her geçen yıl artan meme kanserinde yayılım ve ölüm oranını azaltmak için iki yöntem vardır. Birincisi hastalığa yakalanma risklerini en aza indirecek bir yaşam tarzı belirlemek ve meme kanserine yakalanmayı önlemek, ikincisi ise hastalığı erken teşhis ile yakaladıktan sonra tedavi basamaklarını oluşturmaktır. Hem meme kanserinden korunmak hem de tedavi sürecini başarılı geçirmek için ortak çevresel etmen ise beslenmedir. Sağlıksız beslenme ve obezite günümüzde genetik yatkınlık ve yaş faktörü kadar meme kanserine yakalanma riskini artırmaktadır.
Sağlıklı beslenme tüm besin gruplarından dengeli, vücudumuz için gerekli enerji kaynaklarının, vitamin-minerallerin sağlandığı beslenme düzenidir. Ancak bu düzenin dışında bir dengesiz beslenme hem yağ depolarının hem de vücutta biriken toksinlerin artmasıyla kansere yakalanma riskini artırmaktadır. Yağ depolarının ve toksinlerin artmasını önlemek için öncelikle uzak durulması gerekenleri sıralamamız gerekir:
1- Paketli-işlenmiş gıdalar; Çoğu paketli gıdanın içerisinde katkı maddeleri vücuttaki toksin birikimini artırmakta ve kanser riski oluşturmaktadır. Günümüzde gıda enstitüsü geliştikçe organik gıdaya ulaşmak oldukça zorlaştı. Yine de bilinçli tüketici olarak etiket okuma alışkanlığı ile katkı maddeli paketli gıdalardan uzak durulmalıdır.
2-Rafine karbonhidrat ile beslenme; karbonhidratlar vücudumuzun temel enerji kaynağı olan önemli bir besin grubu olmasına rağmen şeker, beyaz un gibi kan şekerini hızlı yükselten karbonhidratlar vücutta insülin, insüline benzer büyüme faktörü gibi hormonları artırarak meme kanseri riski yaratmaktadır.
3-Yüksek yağlı besinler; özellikle doymuş yağlardan yüksek beslenme obeziteye neden olduğu için kansere yakalanma riski ile ilişkilidir. Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etler, fast food gıdalar, paketli gıdalar, kızartmalar doymuş yağlardan zengin beslenmeyi gösterir. Sağlıklı beslenme kuralı olarak günlük beslenmenin %30’u çiğ kuruyemişler, bitkisel yağlar gibi sağlıklı yağlardan oluşmalıdır.
Meme Kanserinden Korunmak İçin Beslenme Önerisi
• Meme kanserinden korunmanın en kolay ve sürdürülebilir alışkanlığı klasik Akdeniz tipi beslenmeyi benimsemektir. Akdeniz tipi beslenme; bitkisel kaynaklı besinlerden zengin, sağlıklı yağlardan oluşan, tüm besin gruplarının çeşitliliğini içeren dengeli bir beslenmedir.
• Sebze ve meyveler önerilen beslenme düzeninin temelini oluşturur. Özellikle bazı sebze-meyveler içeriğindeki etken maddeler sayesinde kansere karşı koruyucu olarak kanıtlandığı için günlük beslenmede tüketilmelidir.
• Nar, dut, mor havuç, böğürtlen, pancar gibi kırmızı-mor sebze ve meyveler antosiyanin denilen flavonoid grubu antioksidanlardan zengindir. Bu antioksidan grubu en güçlü kanser koruyucuları arasındadır. Önerilen tüm sebze-meyvelerin kansere karşı koruyucu etki gösterebilmesi için mevsimine uygun, taze olarak tüketilmelidir.
• Brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, sarımsak, karalahana gibi kükürtlü sebzeler tüketilmelidir. Brokoli, karnabahar ve lahana grubunun içerisinde sülforafan, sarımsak içerisindeki allicin meme kanseri dahil birçok kanser çeşidine karşı koruyucudur. Bu sebzeler içerisinde önemli bir nokta ise; brokolinin hardal tohumu ile birlikte tüketildiğinde sülforafan etkisinin dolayısıyla kansere karşı koruyuculuğunun daha çok artmasıdır.
• Keten tohumu ve soya sütü, soya fasulyesi gibi soya ürünleri grubu östrojen benzeri etkiler gösterdiği için özellikle hormon pozitif meme kanseri geçirmiş kanserden korunma dönemindeki hastalarda tüketilmemelidir.
• Çörek otu, ceviz, zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar ve omega-3 desteği için yağlı balıklar tüketilmelidir.
• Süt yerine ev yoğurdu, kefir gibi fermente süt ürünleri tercih edilmelidir.
• Beslenme hayvansal gıdalardan ağırlıklı olmamalıdır. Balık, tavuk, hindi, kırmızı et gibi kaliteli protein kaynakları sebzeler ile çeşitlendirilerek tüketilmelidir.
• İdeal ağırlığın korunması için günlük fiziksel aktivite ihmal edilmemelidir.